NARDUGAN Mühendislik Danışmanlık
  • +90 (252) 512 90 608:00 - 17:00
  • ÇDBY - 9370Çevre Danışmanlık Yeterlik Belgesi
Nardugan Mühendislik Danışmanlık Burçak Dergisi Röportajı Atık Yönetimi

BELKİ de son günlerde birçok çiftçiyi yakından ilgilendiren gübre konusunda yerel yönetimlerinde sorunu olan atık yönetimi konusunu bir noktada buluşturan tek çözüm Milas’ta hayata geçirildi. Uzun yıllar bu konuda araştırmalar yapan ve kurduğu tesisle atıkları doğaya yararlı birer ürün olarak 24 saatte dönüştüren Reşat Uygun, gerek çiftçi örgütlerinin gerekse belediyelerin bu projeye destek çıkmaları hatta bu tesislerle atıkları değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Nardugan Çevre Danışmanlık olarak yürüttükleri ve GEKA destekli bu projenin bir örnek olduğunu ifade eden Reşat Uygun, “atıkları yönetirken onu başka bir değere dönüştürebilecek bir faaliyet” dediği çalışmanın yakın tarihte çiftçiliğinde ilk tercihlerinden olacağını belirtti.

İşte merak edilen çalışma ve soruların Reşat Uygun tarafından yapılan açıklamaları;

Reşat Bey yeni çalışmanızla ilgili biraz bilgi edinmek isteriz. Bize projenizi tanıtabilir misiniz?

Evet teşekkür ederim, önce ziyaretiniz için. Bu hem Milas’ta bir ilk hem de ülkemizde de ilk çalışma oldu. Çünkü biz bu projeyle her türlü organik atığı en geç 24 saatte kompost haline getirebiliyoruz. Bu sistem uzun zaman AR-GE çalışmaları yapılmış bir sistem.

Bir süredir AR-GE danışmanlığında da bulundum o sıralarda zihnimde şekillenmeye başlamıştı. Sonra GEKA’ya bir proje yazarak yüzde elli hibeyle kendi sistemimizi kurmuş olduk. Bu sistemin asıl çalışma prensibi şöyle:

Özellikle park, bahçe ve budama atıkları başta olmak üzere, pazar atıklarını, büyükbaş hayvan atıklarıyla karıştırdığımızda tümüyle organik, yüksek oranda kaliteli, toprak besleyici, pH dengeleyici, toprağın organik yapısını güçlendirerek iyileştiren bir ürün elde edebiliyoruz. Bu ürün aynı zamanda topraktaki organik yapısını güçlendirirken bir yandan da bitkiler üzerinde de olumlu etkisi oluyor. İçeriğindeki nem miktarı yüzünden nem miktarı bitkinin su ihtiyacını da azaltıyor. Su tüketimini azaltıyor. Dolayısıyla döngüsel ekonominin içinde bu önemli bir faaliyet.

Bugün cümleye ilk bakışımız atık. Atık diye nitelendirdiğimizde de kentlerin belediyelerin özellikle temizliğinde ve hatta biz çok böyle derin yeni yönetim sistemine soktu. Bertaraf tesisleri var. Yani budama atıklarını bertaraf ederek sadece bir sistem çözmüş durumdalar kendilerince. Şimdi bu gözle baktığımızda birinci ilgi alanı belediyeler. İkinci ilgi alanıysa toprağa verdiği değerden dolayı özellikle çiftçi. Şimdi bu yöndeki yapısını nasıl özetlersiniz bize?

Güzel bir soru çünkü belediyelerimizin birinci derece ilgilenmesi gereken konu başlığı atık yönetimi olmalı. Artık belediyeler temizlik işleri müdürlüğünden atık yönetim müdürlüklerine terfi etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Vizyonlarını bu noktaya getirmeleri lazım. Çevre Bakanlığı’nın atık yönetimi konusunda çıkardığı 13’ün üzerinde yönetmelik var. Bu 13 yönetmeliğin 13’ünde de belediyelere tanımlanmış hizmetler var. Yani sadece çöpün toplanıp çöp depo alanına dökülmesiyle sınırlı değil belediyelerin görevi. Bütün atıkları yönetmekten sorumlular. Bu birinci derece görevleri. Bu noktada yayınlanan Sıfır Atık Yönetmeliği de büyük yükümlülükler veriyor belediyelere. Sadece belediyelerde değil, bütün faaliyet sahipleri için de yükümlülükler tanımlı. Biz bu noktada aynı zamanda atık yönetimi danışmanlığı da yapıyoruz bir tarafıyla, bir tarafla da bu değerlendirilemeyen, çöp olarak çöplüklere giden ve belediyelerin başında büyük sorun olan budama atıkları, park-bahçe ve peyzaj atıkları olmak üzere, pazar yerlerinden çıkan ve aslında çok değerli olduğunu düşündüğümüz atıkları da bu sisteme dahil ederek çok yararlı bir ürün haline dönüşebileceğini de göstermiş olduk. Yani bu aynı zamanda atıkları yönetirken onu başka bir değere dönüştürebilecek bir faaliyet. O yüzden de belediyeler bu konuya ilgi gösterse iyi olur.

Peki, çiftçi açısından baktığımızda bu ürünün çiftçiye getirisi nedir?

Çok güzel. Zaten bu çok yönlü. Bir taraftan atık dediğimiz malzemeyi yararlı bir hale getirirken o yararlı hale getirilen ürün de toprağa müthiş bir desteği oluyor. Günümüzde gübre fiyatlarının ne kadar yüksek olduğu malumunuz ve bütün çiftçiler bu yüksek maliyetli gübrelerden yakınmaktalar. Ama yakınırken bir yandan da gübreyi ekmeden bile tarım yapmaya çalışıyorlar. Çaresizlik içinde maalesef böyle yapıyorlar. Oysa bu aynı zamanda bu sistemin yaygınlaşması bütün ülke genelinde yaygınlaşmasıyla aslında Türkiye’nin gümrüğe ödediği, ithalata ve gübre ithalatına ödediği büyük orandaki dövizlerden bile tasarruf edilebilir. Bu yüzden sağlıklı topraklara kavuşabiliriz. Sağlıklı topraklardan sağlıklı ürünler elde ederek insanlarımıza sağlıklı ürünler yedirir ve daha sağlıklı bir topluma ulaşırız aslında. Bu tam bir döngü. Ve günümüzde konu konuyu açıyor ama çok önemli kavramlar var.

Birincisi sürdürülebilirlik kavramı.

İkincisi farkındalık.

Üçüncüsü döngüsel ekonomi.

Döngüsel ekonomi de geleceğin ekonomik modellerinden bir tanesi. İçinde de her şeyi bir şeye dönüştürerek yararlı hale getirmek prensibi var. Dolayısıyla çiftçilerimiz bu konuya ilgi duyuyorlar. Bu iki nedenle hem ekonomik nedenlerle hem toprağın zenginleştirilmesi bakımından olayı kavradılar.

Muğla Üniversitesi bize laboratuvar ve analiz desteği yapıyor. Ayrıca üniversitedeki hocalarımızın da ilgisini çektiği, projemizin akademik bir ayağı da var. Dolayısıyla bilimsel kanıtlarıyla çiftçilerimize faydalı bir ürün sunmaktayız. Konu buraya gelince bir de seralardan bahsedelim biz. Büyük oranda Fethiye’den Antalya’ya kadar bölgemizde büyük bir seracılık faaliyeti var. Seralarımızda bir şeyin farkına vardık ki sera toprakları beş yılda kendini öldürüyor. Ve beş yıl içinde bu seralardaki verimsiz ve besinsiz topraklar her beş yılda yerinden kaldırılıp yenisiyle kaplanmak zorunda. Toprağın ölmesi ne demek? Bu kadar kıymetli bir malzemenin yok olması nasıl olur ve nasıl önlenir diye sorduğumuzda gördük ki bu kimyasal gübrelerle aşırı gübreleme yüzünden toprak yeni ürün vermez hale geliyor. Biz bunu teorik olarak konuşurduk da pratikte bu kadar vahşi bir hale geldiğini yeni öğrendik. Buradan bu vesileyle seracılarımızın hepsini bu doğru ürünlerden kullanmalarını tavsiye ederim. Zaten süreç onları oraya taşıyacaktır ama bir an önce derlenip toparlanıp, topraklarına sahip çıkmalarını öneririm. Biz bu konuda her türlü gönüllüye, desteğe açığız, hazırız. Yardımcı olmaya da hazırız.

Bu işi yaparken yaşadığımız zorluklar var mı?

Tabii ki var. Şöyle yine son zamanların elektrik fiyatları üzerine konuya gelirsek tabii biz burada bir enerji tüketiyoruz sonuç itibariyle. E tabii bu direkt olarak maliyetlere otomatikman yansıyor. Biz bu ürünü aslında piyasanın eş değer ürünlerinin çok altında veriyoruz. En fazla kilogramı 2 liraya çiftçiye ulaştırabiliriz. Ama bu elektrik fiyatlarıyla birlikte 2,5 liraya çiftçiye ulaştırabiliyoruz. Yani şöyle düşündüğünüz zaman çok cüzi fiyatlarla, çok cüzi rakamlarla topraklarımızı geri kazanabiliriz. Onun için öncelikle çiftçilerimizin buna ilgi göstermesini bekliyoruz birinci aşamada, ikinci aşamada hatta birincisi de bütün belediyelerimizin bu çöp diye attıkları, depolamak zorunda kaldıkları ve kuruması halinde yangın tehlikelerinin oluştuğu bu atıklardan kurtulmak yerine onu değerli bir ürüne dönüştürmek üzere ilgilerini bekliyoruz. Çünkü atıp kurtulamıyorsun. Yakıp da kurtulamıyorsun. Kurtulmaya gerek yok. Bizim şöyle bir sloganımız var :“ Çöpten kurtulmak yerine çöpe bağlanmak gerekir”. Çöpe bağlandığınızda o size yeni ufuklar açacaktır yani.

Efendim biz tarım fuarında yer alacak Burçak Dergimizde bunları paylaşacağız. Haliyle de çiftçi için bana göre bölgenin belki de bu yıl ilk sunulabilecek en iyi hizmetlerinden biri. Fuar dediğimizde yenilik gelir ya akla sloganımız elbette özel ama en güzelini az önce söylediniz, “Toprağını öldürmemek için bu mücadelenin içinde olması gerekiyor, hem çiftçi hem yerel yönetimler, çünkü toprağın değeri gerçekten çok fazla. Su sıkıntısı yaşayan bir ülke olmaya başladık yarın bir de toprak sıkıntısı yaşamayalım.” Bu konuda emekleriniz için teşekkür ediyorum. Sizlerin söyleyeceği başka sözler varsa alalım.

Çok teşekkür ederiz. Öncelikle tabii bu tarım fuarına bir dahaki sene çok kuvvetli katılacağız biz. Bu sene emekleme dönemindeyiz. İşin başındayız. Ama gelecek sene tarım fuarında çok aktif yer alıp bilim insanlarıyla konferanslar, toplantılar organize edeceğiz. Hocalarımız bizi takip ediyor. Bu kompost konusunda çok duyarlı üniversite hocalarımız var. Bizi yakından takip ediyorlar. Sosyal medyada etkileşiyoruz onlarla. Kompostun ne olduğunu, bu tür ürünlerin aslında toprakla olan ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu en yetkili ağızlardan da sunma fırsatımız olacak. İnşallah, ben bir taraftan MİTSO’nun meclis üyesiyim. Bunu meclis üyesi olarak da mecliste gündeme getiriyorum. Gelecek seneki fuarın konseptini bu şekilde olması için de önerilerim olacak.

Fuarı makinelerin teşhir edildiği ve satışların organize edildiği bir yerden öteye taşıyarak, asli görevini yerine getiren, asıl üreticiye direkt dokunan, onu bilgilendiren, onu doğru tarım yapmaya sevk eden, konferanslarla, toplantılarla derinleştirmek istiyoruz. Bu konudaki önerimi MİTSO meclisinde de getireceğim. İnşallah seneye bu konuda iyi bir rol alırız diye düşünüyorum.

 

 

Hakkımızda

Yeşil İnsan, Yeşil Çevre! sloganıyla çıktığımız bu yolda; bilgiyi, bilimi ve  teknolojiyi birleştirerek çevre çözümleri üretiyoruz.

İletişim

Haber Bülteni

Haber Bültenimize katılarak, duyuru ve kampanyalarımız hakkında bilgi edinebilirsiniz.

© 2023 NARDUGAN MÜHENDİSLİK DANIŞMANLIK. Tüm Hakları Saklıdır.

×